DENTDİZAYN BLOG



Porselen Diş Kaplama Nedir? Nasıl Yapılır?

Porselen Diş Kaplama Nedir? Nasıl Yapılır?

Kişilerin özellikle dişlerinden dolayı oluşan estetik kaygılarını hafifletmek ve onlara daha güzel bir gülüş elde etmek için başvurduğu porselen diş kaplama uygulaması, anında gülüş transformasyonu sağlamak üzere tasarlanan, dişlerin üzerine yerleştirilen porselen yapraklardan oluşan bir tedavi süreci olarak karşımıza çıkmaktadır. Porselen diş kaplama, bir yandan kişinin ağız fonksiyonlarını yüzde yüz yerine getirebilme amacı güderken, diğer yandan kusursuz görünüme yakın bir diş görüntüsüne kavuşmasına yardımcı olmakta ve dört dörtlük bir gülümseme kazandırmaktadır. Elbette kozmetik açıdan olduğu kadar, porselen diş kaplamaları aynı zamanda medikal açıdan da ağız ve diş sağlığında olumlu gelişmeler getirmektedir. Herhangi bir kaza ya da benzeri istenmeyen sebeplerden ötürü zarar görmüş olan dişlere de porselen diş kaplama uygulatmak mümkündür. Porselen diş nedir, porselen diş kaplatma süreci nasıl ilerler ve porselen diş kaplama hakkında bilmek istediğiniz diğer her şey, bu yazımızda sizler için derlendi.

Başlamadan Önce: Porselen Diş Kaplama Nedir?

Porselen diş kaplama, isminden de anlaşılacağı üzere porselenden elde edilen ve orijinal dişlerinizin yüzeyini kaplamak üzere tasarlanarak üretilen diş kaplama yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Her hastanın, her bir dişi için kişisel olarak tasarlanan ve üretime konan porselen dişler, en doğal diş görünümünü temsil edebilecek, yüksek kaliteli materyallerden elde edilmektedir. Dişlerin natürel görünüm ve rengine en yakın malzeme olan porselen, kusursuz bir gülüş tasarımı söz konusu olduğunda diş hekimlerinin en çok tercih ettiği materyallerin başında gelmektedir.

Porselen diş kaplama nasıl olur diye merak ediyorsanız, aslında işin özü çok basittir: Her bir dişten alınan özel ölçüler baz alınarak üretilen bu yaprak porselen diş setleri, hastanın ilgili dişlerine yerleştirilerek çok daha düzgün ve beyaz dişlere sahip olmasına vesile olur. Porselen kaplama ile diş düzeltme süreçlerine birazdan detaylı olarak değineceğiz, ancak öncesinde porselen diş kaplama çeşitlerine yakından bakmamız gerekiyor.

Porselen Diş Kaplama Çeşitleri Nelerdir?

Porselen diş kaplama çeşitlerine baktığımız zaman bu tedavi yöntemlerini birden fazla kategoriye ayırmanın ve bu şekilde ele almanın mümkün olduğunu görüyoruz. Örneğin, eğer porselen diş kaplama çeşitlerini materyal açısından ele alacak olursak, porselen, seramik ya da metal diş kaplama olmak üzere üç farklı maddeden oluşan kaplama türü ile karşılaşmamız mümkün. Bu tür kaplamalarda ana madde yine porselen olmak suretiyle, kaplamayı destekleyen madde, metal ya da seramik olabilmektedir. Kişinin doğal diş rengi de göz önünde bulundurularak, buna göre porselen kaplama diş renkleri arasından seçim yapılabilmektedir.

Buna ek olarak porselen diş kaplama çeşitleri, kaplama yapılacak dişin konumuna göre de değişkenlik gösterebilir. Full porselen diş kaplama, dişlerin önlü arkalı, tamamını kapsayan, en kapsamlı porselen diş kaplama süreci olarak bilinmektedir. Bu süreç, porselen diş kaplama tedavileri arasında en uzun süren yöntem olarak geçmektedir. Ön diş porselen diş kaplama, daha çok estetik kaygılar ile yapılan ve kozmetik açıdan daha etkileyici bir gülüş isteyenlerin tercih ettiği, bölgesel bir kaplama yöntemi olma özelliğini taşır. Tek diş porselen kaplama ise özellikle herhangi bir kaza ya da yüze alınan darbe sonrası, spesifik olarak zarar görmüş bir dişe yapılması tercih edilen kaplama yöntemidir. Elbette hangi porselen diş kaplama yöntemine uygun olduğunuzun en doğru kararını, kliniğimizde bu işlem için başvurduğunuz hekiminiz verecektir.

Uygun Bir Aday Mıyım: Kimler Porselen Diş Kaplama Yaptırabilir?

Porselen diş kaplama yaptırmaya uygun olan adaylar, genelde dişlerinde aşağıdaki sorunlardan en az bir tanesi ile karşılaşmış olan hastalar olmaktadır:

  • Hafif ya da orta düzeyli çapraşık diş bozuklukları
  • Diş eksiklikleri
  • Standart bir diş dolgusu ile tamamlanamayacak genişlikte çürük dişler
  • Gözle görünür bir kırığa sahip olan diş
  • Estetik kaygılar

Bunlarla birlikte bazı işaret ve göstergeler vardır ki, porselen diş kaplama tedavi yöntemleri için pek de uygun bir aday olmadığınızı göstermekle yükümlüdürler. Eğer dişlerinizde ciddi düzeyde bir çürüme varsa, diş eti rahatsızlıklarından mustaripseniz ya da kanal tedavisi gerektirecek düzeyde bir enfeksiyona sahipseniz, porselen diş kaplama uygulamaları için uygun bir aday olmaktan çıkıyorsunuz demektir. Bununla birlikte diş hekiminiz, bu sorunları başarılı bir biçimde halledip bir daha geri gelmeyeceği konusunda emin olursa, elbette birincil tedavinizin tamamlanmasının akabinde yine porselen diş kaplama süreçlerine başvurmanız mümkün olur.

Tedavi Süreci: Porselen Diş Kaplama Nasıl Yapılır?

Porselen diş kaplama aşamalarına yakından bakacak olursak, ilk aşamanın dişlerin yüzeylerinin derinlemesine bir temizlikten geçmesi ile başladığını görüyoruz. Diş hekiminiz, tedavisi gerçekleşecek dişlerin üstünden ince bir plak tabakası silmek üzere tedaviye başlar. Bu plak tabakası, hastanın kişisel ihtiyaçlarına ve ne tür bir porselen kaplama yapılacağına göre farklılık gösterebilir. Herhangi ekstra bir sorunun olmaması halinde standart olarak alınan tabaka miktarı, 0.5 ya da 0.7 milimetre olarak değişmektedir. Bununla birlikte çoğu vakada bu işlem öyle kısa ve basittir ki, herhangi bir anestezi bile gerektirmemektedir.

İlk aşama tamamlandıktan sonra sıra, porselen diş kaplama yapılacak olan dişlerin görüntülerini elde etmeye gelir. Diş hekiminiz bunu geleneksel yolla, dişlerinizden kalıp alarak yapabileceği gibi, CEREC teknolojisinden faydalanarak da üç boyutlu bir şekilde elde edebilir. Kalıptan ya da CEREC üzerinden elde edilen görüntüler, bu konuda uzmanlaşmış laboratuvarlara gönderilerek istenen ölçülere göre porselen diş üretimine başlanması istenir.

İstenen kaplama dişlerin gelmesi, genellikle 2 haftaya kadar sürebilmektedir. Bu süre zarfında dış tabakası alınmış olan dişlerinizin zarar görmemesi açısından diş hekiminiz, geçici olarak kullanmanız amacı ile size kısa süreli porselen diş kaplamaları verebilir. Kalıcı porselen dişler geldikten sonra ise üçüncü aşamaya, yani porselen diş kaplamalarının yerleştirilmesine geçilir. Özel bir porselen kaplama diş yapıştırıcısı kullanılarak tek tek yerleştirilen porselen kaplamalar, gerek duyulduğu yerde törpülenebilmekte ve yeniden şekillendirilebilmektedir. Bu aşama da tamamlandıktan sonra porselen diş kaplama işlemi sonlandırılmış olur.

Porselen diş kaplama fiyatları, yapılacak olan işlemin uzunluğuna ve büyüklüğüne göre farklılık gösterebilir. Bu fiyatların değişiminde rol oynayan bir diğer faktör de elbette uygulanacak olan kaplamanın malzemesi ve miktarıdır. Kliniğimizde porselen diş kaplama yaptıranlar, yüzde yüz müşteri memnuniyeti ile ayrılmakta ve yaptırdıkları porselen kaplamaları yıllarca, güvenle kullanmanın keyfini çıkartmaktadır.

Tedaviden Sonra: Porselen Diş Kaplama Sonrası Nelere Dikkat Etmeli?

Porselen diş kaplama süreci tamamlandıktan sonra hastaları ağır bir iyileşme süreci beklememektedir. Lokal anestezi istemediği sürece hasta, kendi kendine araba kullanabilir, evine gidebilir ve dilediği gibi hayatına kaldığı yerden devam edebilir. Hasta aynı şekilde işine de ertesi gün, hatta ve hatta isterse tedaviden hemen sonra da dönebilir. Porselen diş kaplama sonrası ağrılar, yok denecek kadar az olmakla birlikte, ağrı hissedildiği durumda standart bir ağrı kesici ile giderilebilecek düzeydedir.

Tedavi tamamlandıktan sonra hastanın en az bir hafta kadar aşırı sıcak ya da aşırı soğuk yiyecek ve içecekler tüketmemeye dikkat etmesinde fayda vardır. Zor çiğnenen, sert ve yapışkan yiyeceklerden uzak durmak, iyileşme sürecini hızlandıran etmenlerin arasında olacaktır. Aynı şekilde yine tedavi bitimindeki ilk bir hafta, az da olsa tedavi gören dişlerde hafif sızı ve ağrı meydana gelebilir. Bu oldukça doğal bir durumdur ve diş hekimi, hastaya bu porselen diş kaplama ağrısı ile baş edebilmek adına ağrı kesici tavsiyesi verecektir.

Söz konusu porselen diş kaplama ömrü olduğu zaman genel kanı, porselen kaplamaların 10 sene civarında bir dayanıklılığı olduğudur. Elbette gelişen teknoloji ve sürekli olarak iyileştirilen ağız ve diş tedavi prosedürleri ile birlikte bu süre, giderek artmaktadır ve verimleşmektedir.

Tıpkı doğal dişlerde olduğu gibi, porselen diş kaplamalarında da sararma ve bozulma görülebilir. Bu da oldukça doğal bir süreçtir ve etkilerini olabildiğince minimalize etmenin yolları da bulunur. Burada önemli olan, porselen kaplama diş bakımını düzgün ve kuralına uygun bir biçimde yapabilmektir. Dişler düzenli olarak fırçalanmalı, gerektiğinde diş ipi kullanımına başvurulmalı ve her diş fırçalama sonrasında kaliteli bir ağız gargarası kullanılmalıdır. Eğer herhangi bir porselen dişiniz kırılır, çatlar ya da yerinden çıkarsa, dikkatlice çıkan ya da kopan parçayı paketleyerek diş hekiminize başvurmanız gerekir. Diş hekiminiz bu gibi durumlarda parçayı yeniden yerine oturtabiliyorsa bu yöntemi dener, eğer yeniden oturtmak estetik ya da tıbbi açıdan uygun değilse, o dişe yeni bir porselen kaplama siparişi verebilir. Porselen diş kaplamaların çıkması ya da kırılması durumunda herhangi bir ağrı, sızı ya da acı gibi fiziksel rahatsızlıklar söz konusu olmaktadır.

Porselen kaplama diş temizliği, doğal dişlerinizde uyguladığınız diş temizliği süreçleriniz ile aynı olmalıdır. Günde iki kere dişlerinizi fırçalamalı, asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durmalı, dişlerinize zarar verebilecek darbelerden uzak durmalısınız.

Eğer siz de porselen diş kaplama süreçlerine ilgi duyuyor ve estetik açıdan daha doğal görünümlü, daha düzgün ve daha beyaz dişlere sahip olmak istiyorsanız, kliniğimiz ile iletişime geçebilirsiniz. Porselen diş kaplama ücretleri hakkında bilgi alabileceğiniz gibi, prosedürler hakkında da detaylı bilgi edinebilir ve uygulama öncesi bilmeniz gereken her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenebilirsiniz.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz



Diş Eti Çekilmesi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Diş Eti Çekilmesi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Diş eti çekilmesi, dişleri çevreleyen diş eti dokusunun büyük bir kısmının, geriye çekilmesi, yıpranması, zayıflaması ya da incelmesi ile meydana gelen bir diş eti rahatsızlığı olarak karşımıza çıkar. Pek çok farklı sebebi ve tetikleyici etmeni olabilen diş eti çekilmeleri, yine sebepleri gibi farklı tedavi yöntemleri ve önleyici prosedürler ile giderilebiliyor. Eğer siz de diş eti çekilmesinden şikayetçiyseniz ya da bu rahatsızlığın başlangıcında olduğunuzdan şüphe ediyorsanız, doğru yerde olduğunuz kesin. Diş eti çekilmesi nasıl önlenir, diş eti çekilmesinin tedavi yöntemleri nelerdir ve diş eti çekilmesi ameliyatı başta olmak üzere, diş eti çekilmesine dair merak ettiğiniz tüm soruların cevabı bu yazımızda sizleri bekliyor.

Nedir, Ne Değildir: Diş Eti Çekilmesi Nedir?

Diş eti çekilmesi neden olur ya da diş eti çekilmesi ameliyatı nasıl gerçekleştirilir gibi soruların cevabına derinlemesine girmeden önce, öncelikli olarak diş eti çekilmesi nedir sorusunun cevabını irdelemek gerekir. Diş eti çekilmesi, aslında isminden de anlaşılacağı üzere dişlerin üzerinde yer alan ve diş köklerinin bir nevi koruyucu kılıfı niteliğini taşıyan diş etlerinin, geriye doğru çekilmeye başlaması ile meydana gelen bir rahatsızlık olarak tanımlanabilir. Diş eti çekilmesi meydana geldiği zaman dişler ve diş eti arasındaki hatta istenmeyen “cepler” meydana gelir ve bu da o bölgede zararlı bakterilerin oluşmasına yol açar. Tedavi edilmediği takdirde diş eti çekilmesi kemik yapısına ve dişi destekleyen dokuya ciddi zararlar teşkil edebilir. Diş eti çekilmesi tedavisi zamanında gerçekleştirilmediği ya da ihmal edildiği durumlarda diş kaybına bile yol açabilir.

Yazımızın bu aşamasında belirtmekte fayda vardır ki diş eti çekilmesi, maalesef toplumlar arasında sıklıkla karşılaşılan bir diş ve diş eti problemi olarak diş hekimlerinin karşısına çıkmaktadır. Çoğu kişi, ilk başta diş eti çekilmesi rahatsızlığından mustarip olduğunun farkına bile varmaz; zira oldukça yavaş ve stabil bir biçimde ilerleyen bir hastalıktır. Diş eti çekilmesinin ilk belirtisi genellikle dişlerde hassasiyet ya da diş etlerinde ufak çekme ve batmalardır; bu yüzden de hastalar bunu diş eti çekilmesi belirtisi olarak algılamak yerine basit bir diş sorunu olarak geçiştirmeyi tercih etmektedir. Oysa ki diş eti çekilmesinde erken teşhis ve tedavi, başarılı bir sonuç elde etmek için en kritik noktalardan bir tanesidir.

Pekiyi ya Neden: Diş Eti Çekilmesi Sebepleri Nelerdir?

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki tek bir diş eti çekilme sebebi ile karşılaşmanız imkansızdır; eğer bu tip ciddi bir ağız ve diş hastalığı ile karşı karşıya kaldıysanız, diş etlerinizi bu duruma getirecek birden fazla etmen ile baş etmiş olma ihtimaliniz oldukça yüksektir.

Diş eti çekilmesi nedenleri arasında başlıca olarak şu faktörleri sıralamak mümkündür:

  1. Periodontal hastalıklar: Periodontal rahatsızlık, diş eti dokusuna ve dişinizi yerinde tutmaya yarayan, destekleyici kemiğe zarar veren bakteri oluşumunu ifade eder. Diş eti çekilmesinin en temel sebeplerinden bir tanesi bu periodontal bakteri oluşumudur. Bakteriler, diş eti dokusunu ufak ufak yiyerek, diş kemiğini de sarsarak dişi her zamanki kadar sağlam desteklemesine engel olur.
  2. Genetik faktörler: Bazı kişiler, ellerinde olmadan diş eti çekilmesi gibi diş eti rahatsızlıklarına karşı daha hassas ve açık olabilmektedirler. Onları diş eti çekilmesine bu denli yatkın hale getiren ise elbette genetik ve kalıtsal faktörlerdir. Konu üzerinde yapılan araştırmalar, popülasyonun yüzde 30’undan fazlasının, ağız ve diş bakımına gösterdiği özenden bağımsız olarak, diş eti çekilmesine meyilli olduğunu göstermektedir.
  3. Agresif diş fırçalama alışkanlıkları: Eğer ki dişlerinizi yanlış yönde fırçalıyor ya da fırçalarken agresif düzeyde baskı ve kuvvet uyguluyorsanız, bu da diş etlerinizin geriye doğru çekilmesine yol açabilmektedir.
  4. Yetersiz ağız ve diş bakımı: Eksik ve düzensiz diş fırçalama, diş ipini düzensiz kullanma ya da hiç kullanmama ve ağza gargara yapmama, kötü ağız ve diş bakımının en kritik göstergeleridir. Eğer siz de bu yetersiz diş bakımı rutininden en az birinden sorumlu iseniz, ilerleyen dönemlerde sadece diş çürüğü gibi problemlerle değil, diş eti çekilmesi gibi sorunlarla da karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek.
  5. Hormonal değişiklikler: Özellikle feminen hormonlarda kayda değer değişimler meydana geldiğinde bu değişimlerin etkisini diş etleri üzerinde gösterme olasılığı yüksektir. Bir kadının ergenlik, hamilelik ya da menopoz gibi hormonal açıdan kritik dönemlerinde meydana gelen bu bariz değişimler, dönemin bir yan etkisi olarak diş eti çekilmesine de sebebiyet verebilir.
  6. Sigara & tütün ürünleri kullanımı: Elbette her diş sorununda olduğu gibi, diş eti çekilmesinden de sorumlu olabilecek bir diğer etken de sigara ve tütün tüketimidir. Araştırmalar, sigara içenlerin, içmeyenlere oranla diş eti çekilmesine daha meyilli olduğunu göstermekte. Bunun sebebi ise, sigara tüketiminin dişler üzerinde çıkartılması çok güç olan yapışkan bir plağa neden olmasıdır.
  7. Diş gıcırdatmak ya da diş sıkmak: Dişlerinizi gıcırdattığınız ya da gereğinden fazla sıktığınız anlarda, aslında dişlerinize olması gerekenden daha fazla baskı uygulamış oluyorsunuz; bu da diş etlerinin kendilerine geriye itmesine sebebiyet verebiliyor.
  8. Ağız kapanış bozukluğu: Dişler eşit ve dengeli olarak birbirleri ile hizalanmadığında, diş etlerine ve dişleri tutan kemiklere fazlaca kuvvet etki etmektedir. Bu durum da diş eti çekilmesine yol açabilmektedir.
  9. Dudak ya da dilde piercing: Kalitesiz ve güvenilir olmaktan uzak metallerden üretilen piercingler, dile ya da dudağa takıldığında, diş etlerinin yıpranmasına ve incelmesine neden olabilmekte.

Nasıl Anlarım: Diş Eti Çekilmesi Belirtileri Nelerdir?

Diş eti çekilmesinin belirtileri, herhangi bir diş ya da ağız probleminin belirtilerinden ziyadesiyle ayırt edicidir. Diş eti çekilmesi başlangıcı, özellikle diş etlerinde sürekli bir ağrı ile başlar ve yavaş yavaş yayılarak hem diş etlerine, hem de dişlerde kendini hissettirmeye yönelir. Bu yüzden de aşağıda belirttiğimiz yan etkilerden herhangi biri ile karşılaştığınız durumda bir an önce bir periodontoloji uzmanına ya da alanında uzman bir diş eti hekimine başvurmanızda fayda vardır:

  • Diş eti kanaması
  • Diş sızıları ve ağrıları
  • Şiddetli ağız kokusu
  • Diş fırçalama sırasında ağrı ve acı
  • Dişlerde oluşan çürükler
  • Diş eti hattında çentik oluşumu
  • Dişlerin normalden daha uzun görünmesi
  • Diş etlerinde şişkinlik

Diş eti çekilmesi ve kanaması, bir an önce müdahale edilmesi gereken bir durum olup, ne kadar erken yakalanır ve tedavi edilirse, o kadar çok başarılı sonuç doğurma ihtimali taşıyan bir durumdur. Belirtmekte fayda vardır ki diş eti çekilmesi ağrısı da oldukça rahatsızlık verici bir ağrı türüdür, bu nedenle de en kısa sürede tıbbi ya da cerrahi müdahale temin ediyor olmanız elzemdir.

 

Nasıl Çözerim: Diş Eti Çekilmesi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Diş eti çekilmesi nasıl düzeltilir diye merak ediyorsanız, karşınıza çıkacak birden fazla tedavi yöntemi var. Eğer diş eti çekilmeniz başlangıç seviyesindeyse ve henüz ciddi düzeyde ilerlemediyse, diş hekiminiz sadece sorunlu bölgeyi temizleyerek işin içinden çıkmanıza yardımcı olabilir. Dişlerde ve diş köklerinde biriken, plak, tartar ve bakteri tabakası derinlemesine temizlenir, diş eti hattına yapışan tüm plaklar elimine edilir ve kendine dışarıya salmış diş kökü, nizami bir biçimde pürüzsüzleştirilerek tekrar bakteri oluşumu engellenmiş olur.

Öte yandan ilerlemiş seviyede bir diş eti çekilmesi çözümü, cerrahi müdahale ile yapılmaktadır. Diş eti çekilmesi ameliyatı, özellikle dişlerin ön bölgesinde meydana gelen ve estetik problem yaratan durumlarda da uygulanmaktadır. Şimdi gelin, diş eti çekilmesinde cerrahi müdahale yöntemlerine yakından bakalım.

Ameliyat Hakkında: Diş Eti Çekilmesi Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Diş eti çekilmesi ameliyatı, iki farklı şekilde yapılabiliyor. Bunlardan bir tanesi, greftleme adı verilen bir yöntemle yapılmaktadır. Damağınızdan alınan ve greft adı verilen bir parça, diş eti çekilmesi yaşanan bölgeye adeta bir yama gibi uygulanır ve sabitlenir. Bu şekilde diş eti çekilmesi görülen kısımda hem tıbbi, hem estetik açıdan tüm sorunlar çözülmüş olur. Bir diğer diş eti çekilmesi ameliyatı olan kaydırmada ise, çekilme yaşanan bölgenin yanında yer alan sağlam doku, çekilmenin üzerine doğru çekilerek sabitlenir ve yine bir yama görevi görecek şekilde kaydırılarak estetik ve sağlıksal açıdan çözüm sağlanmış olur. Kullanılan yöntem her ne olursa olsun, kliniğimizde diş eti çekilmesi ameliyatı olanlar, elde ettikleri sonuçtan memnun bir şekilde ayrılarak diş ve diş etlerini eski sağlığına kavuşturmanın mutluluğunu tatmaktadırlar.

Diş eti çekilmesi ameliyatı öncesi ve sonrasında ne tür durumlar ile karşılaşabileceğinizi, ameliyat öncesinde nasıl prosedürler izlemeniz gerektiğini ve ameliyatın akabinde iyileşme ve bakım sürecinizde nelere dikkat etmenizin gerektiğini diş eti hekimlerimiz size bildirecektir.

Nasıl Önlem Alınır: Diş Eti Çekilmesi Nasıl Önlenir?

Eğer siz de herhangi bir cerrahi müdahaleye ya da tedavi yöntemine gerek duymadan, diş eti çekilmesi gibi tatsız bir sorun ile karşı karşıya kalmak istemiyorsanız, diş eti çekilmesi önleme yöntemlerimize kulak vermeniz gerekir:

  • Sigara içiyorsanız sigarayı bırakmanız,
  • Dengeli ve sağlıklı bir beslenme rejimi takip etmeniz ve
  • Ağız ve diş sağlığınızda meydana gelen en ufak değişimleri bile takip altına almanız, diş eti çekilmesine karşı önlem almanıza yardımcı olabilir.

Diş eti çekilmesi tedavi ücretleri ve süreçleri hakkında daha detaylı bilgi almak için kliniğimiz ile iletişime geçebilirsiniz.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz



Ağız Kokusu Neden Kaynaklanır? Nasıl Engellenir?

Ağız Kokusu Neden Kaynaklanır? Nasıl Engellenir?

Sosyal takviminiz her zamanki gibi dolu mu? Uzun zamandır hayalini kurduğunuz o tatil, düşlerinizdeki işi almanızı sağlayacak o iş görüşmesi ya da eşiniz ile romantik bir randevu… Katılacağınız sosyal ortam her ne olursa olsun, bırakacağınız izlenimi bir saniyede yerle bir edebilme potansiyeline sahip sadece tek bir etmen var: Ağız kokusu.

Eğer siz de ağız kokusundan şikayetçi bir şekilde yaşıyorsanız ve sebepleri ile tedavi yöntemlerini araştırıyorsanız, doğru yerdesiniz. Başka insanlarla yakın mesafede olmanın en itici yan etkilerinden biri olan ağız kokusu, kişi için ciddi bir utanç kaynağı olmanın yanı sıra, aslında ciddi ve bir an önce kontrol edilmesi gereken bir sağlık sorununun da habercidir. Ağız kokusu sebepleri ve çözümleri ile ilgili bilmeniz gereken her şey bu yazıda. Ayrıca kliniklerimizden randevu almak için linke tıklayabilirsiniz.

Ağız Kokusu Nedir?

Ağız kokusunun ne olduğunu elbette hepimiz biliyoruz; pekiyi ya kaçımız, bu rahatsızlığı tıbbi boyutta tanıyor? Ağız kokusunun medikal karşılığı halitozdur. Halitoz, çeşitli sebeplerden dolayı meydana gelen, kötü kokulu nefes olarak bilinir. Araştırmalar, ortalama her 4 kişiden 1’inin ağız kokusundan mustarip olduğunu gösteriyor. Ağız kokusu ve nedenlerini bu yazımızda ele alacağız.

Ağız Kokusu Neden Olur?

Çoğu ağız kokusunun başlangıç noktası ağız içidir ve bunun da birden fazla sebebi vardır:

Yediğiniz yiyecekler: Dişlerinizin etrafındaki ve içindeki yiyecek partiküllerinin emilimi, ağız içindeki bakterilerin çoğalmasına sebep olabilir. Çoğalan bu bakteriler de ağız kokusu oluşumunu tetikleyebilir. Soğan, sarımsak ya da keskin baharatlar gibi spesifik gıdaları tükettiğiniz zaman istenmeyen bir ağız kokusu ile karşı karşıya kalmanız kaçınılmazdır. Bu tür yiyecekleri hazmettikten sonra onları kan akışınıza gönderirsiniz, oradan da akciğerlerinize geçtikleri için nefesinizi etkilerler.

Sigara ve tütün ürünleri kullanımı: Sigara içmenin hali hazırda kendine has, hoş olmayan bir koku etkisi vardır. Sigara içenler ve diğer tütün mamullerini kullananlar, diş eti rahatsızlıkları ile karşılaşma konusunda daha meyilli olan kesimdir, bu rahatsızlık da ağız kokusuna yol açabilmektedir.

Yetersiz ağız ve diş bakımı: Eğer her gün dişlerinizi fırçalamaz ve günlük olarak diş ipi kullanmazsanız, gün içerisinde yediğiniz yiyecek partikülleri ağzınızda kalır, bu da kötü bir ağız kokusuna yol açar. Yediğiniz her yemekten sonra dişleriniz üzerinde plak denilen yapışkan bir bakteri tabakası oluşur. Bu bakteri tabakası diş fırçası ile temizlenmediği takdirde diş etlerinize zarar verebilir ve dişleriniz ile diş eti arasında bakteri dolu cepler oluşturabilir. Başka bir deyişle yetersiz ağız ve diş bakımı yalnızca kötü ağız kokusuna değil, aynı zamanda ciddi diş eti sorunlarına da yol açabilir. Bu tip durumlarda ağız kokusu nedenleri olarak dilinizde biriken bakteriler de gösterilebilir.

Ağız kuruluğu: Ağzınızda kendi kendine üreyen tükürükle, organik olarak ağız içinizin temizlenmesini sağlar. Bunun aksi söz konusu olduğunda ise ağız kuruluğu meydana gelir ve tükürük oluşumunu engelleyerek ağzınızda kötü bir koku oluşmasına yol açar. Uyanınca ağız kokusu ile karşılaşmanız da tam olarak bu yüzdendir; zira uyku esnasında ağız içi tükürük üretimi minimuma iner. Eğer kronik ağız kuruluğu ile karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız bir diş hekimine görünmenizde fayda vardır.

Aldığınız ilaçlar: Ağız ve diş sağlığınıza ne kadar dikkat ederseniz edin ya da ağız kokusu oluşturabilecek yiyeceklerden ne kadar uzak durursanız durun; bazı ilaçlar vardır ki tüm bu çabalarınızı boşa çıkartırlar. Düzenli olarak kullandığınız ilaçlar varsa, yan etkileri arasında ağız kokusu olup olmadığını kontrol etmekte fayda vardır.

Ağız içi enfeksiyonlar: Eğer ağız içinde herhangi bir enfeksiyon ile karşılaşırsanız, muhtemelen ilk olarak tecrübe edeceğiniz yan etki, ağız kokusu olacaktır. Ağızda meydana gelen bir yara ya da uzun zamandır tedavi edilmeyen bir çürük de ağız kokusuna neden olur.

Ağız kokusu nedenlerini çoğaltmak mümkündür, ancak yukarıda saymış olduğumuz sebepler en sık olarak karşılaşılan ağız kokusu nedenleri olarak bilinir. Bazı kanser türleri, metabolizmadan kaynaklanan rahatsızlıklar ya da mide asidi bozuklukları da ağız kokusuna sebebiyet verebilecek diğer etmenlerden.

Ağız Kokusu Nasıl Tedavi Edilir?

Eğer kronik ağız kokusu ile karşı karşıyaysanız, ilk yapmanız gereken şey ağız kokusuna neyin sebep olduğunu tespit etmektir. Eğer yukarıda belirtmiş olduğumuz sebeplerden herhangi birinden dolayı ağız kokusu çektiğinizi düşünüyorsanız, yine ona bağlı olan çözümü de bir an önce uygulamanız gerekmektedir. Ağız kokusu için özel olarak üretilen spreylere başvurabilir, dişlerinizi düzenli bir şekilde fırçalama alışkanlığı edinebilir ya da sigarayı bırakabilirsiniz.

Öte yandan ağız kokusu nedenleri arasında basitçe bir sebep seçemiyorsanız, belki de profesyonel yardım almanız ve ağız kokusu tedavisi görmeniz gerekmektedir. Bu iş için ideal şekilde yardımcı olacak olan kişi ise elbette alanında uzman bir diş hekimidir. Ağız kokusu probleminizi ne kadar çabuk giderirseniz, sosyal anlamda güveniniz de o kadar hızlı bir biçimde size geri dönecektir.

Ağız kokusu nasıl tedavi edilir sorusunun cevabı, diş hekiminizin kapsamlı muayene ve gözlemlerinden sonra gelecektir. Ağız kokusuna dair bir teşhis konulduktan sonra diş hekiminiz, karşınıza bir tedavi planı ile çıkacaktır. Nasıl bir tedavi yöntemine uymanız gerektiği ise tamamen ağız kokunuza sebebiyet veren etmenlere bağlıdır. Eğer özellikle tıbbi bir sorun ile karşı karşıyaysanız, ağız kokusu giderici ilaçlar ve spreyler kullanmak yetmeyebilir; daha kapsamlı bir tedavi yöntemi uygulamanız gerekebilir ve belki de diş hekiminizin dışında, farklı bir ana bilim branşında uzmanlaşmış bir doktor ile görüşmeniz istenebilir. Elbette sorun sadece bir çürük ya da apse ise, diş hekiminiz seve seve bu konuda size A’dan Z’ye yardımcı olacak ve ağız kokunuzu sonsuza dek yok edecektir.

Ağız Kokusu Nasıl Önlenir?

– Elbette ağız kokusu önlemenin yolları arasında sizin de bir birey olarak yapabileceğiniz şeyler vardır. Ağız kokusu çözümleri arasında pek çok kolay ve pratik yöntem bulunuyor. İşte karşınızda bazı ağız kokusu çözümleri:

– Ağız ve diş sağlığınıza özen gösterin; dişlerinizi düzenli olarak fırçalayın ve diş ipi kullanımını ihmal etmeyin.

–  Her gün ağız gargarası yapın.

– Soğanlı ya da sarımsaklı yiyecekler tüketmemeye özen gösterin; şayet tükettiyseniz yemeğin hemen akabinde dişlerinizi fırçalayarak önlem alın.

– Sakız çiğnerken şekersiz sakız çiğnemeye özen gösterin.

– Şekerli ve asitli yiyeceklerden uzak durun.

– Eğer sigara içiyorsanız sigarayı bırakın; tükettiğiniz diğer tütün mamulleri varsa onlardan da olabildiğince uzak durun.

– Su tüketimini düzenli bir alışkanlık haline getirin; günde en az 2 litre su için.

– Diş hekimi randevularınızı aksatmayın ve an az 6 ayda 1 olmak üzere; dişlerinizde herhangi bir sorun olmasa bile dişçi kontrolüne gidin.

 –Tükettiğiniz yiyecekleri not alın. Eğer sizde özellikle ağız kokusu yapan bir yiyecek varsa, onu tespit etmenin ve ondan uzak durmanın en etkili yolu budur.

– Düzenli olarak aldığınız ilaçların prospektüsünü okuyun ve yan etkileri arasında ağız kokusu olup olmadığını araştırın. Eğer söz konusu ilacın, ağız kokusu yapmayan bir muadili varsa, doktorunuza onu kullanıp kullanamayacağınız konusunda danışın.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz