DENTDİZAYN BLOG



Ağız Yarası Türleri ve Tedavi Yöntemleri

Ağız Yarası Türleri ve Tedavi Yöntemleri

Ağız yarası, birçok insanın hayatının mutlaka bir döneminde karşı karşıya geldiği bir sağlık sorunudur. Bazı kimseler ağız yaraları ile bir kez karşılaşırken diğerleri ise sürekli olarak ağız yarası sorunsalıyla karşı karşıya kalabilmektedir. Ciddi manada ağrıya sebep olabilen ağız yaraları, her yaştan bireyde görülebilmektedir. Ağız yaraları türleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili olan bu yazıda ağız yarası belirtileri ve ağız yaralarının oluşmasındaki faktörleri geniş olarak inceleyebilecek ve ağız yarası nasıl geçer sorusuna en iyi tedavi yöntemleri ve teknikleri ile yanıt bulabileceksiniz. Bizle iletişime geçmek, Dent Dizayn Kliniklerinden randevu almak için lütfen bu linke tıklayın.

Ağız Yarası Nedir? 

Başta gençler olmak üzere yaşlıları dahi olumsuz yönde etkileyebilen ağız yaraları, yaşamın hemen hemen herhangi bir döneminde hiçbir sebebe bağlı olmaksızın da ortaya çıkabilir. İç yanaklarda, dilin tabanında ve ağzın ön tarafında( alt dudak arkası) görülebilen ağız yaraları,  1 mm’den az olacak şekilde küçük olmasına rağmen yarattığı semptomlar oldukça sancılı olabilmektedir.

Kendi kendine geçebilen ağız yarası için tedavi gerekmez iken kronikleşen ve yemek yemeyi dahi imkânsızlaştıran ağız yaralarının tedavisi, acilen yapılmalıdır.

Ağız Yarası Belirtileri Nelerdir? 

Ağız yaralarının belirtileri ağız yarasının başlangıcına, sonrasına yâda nedenine göre bağlı olarak değişebilmektedir. Fakat, ağızda oluşan bir yaranın oluşturabileceği genel belirtiler arasında ağız içinde yuvarlak yara görünümü, hassasiyet, diş fırçalama sorunları, ekşi yiyememe ve dolaylı olarak iştah kayıpları yer alabilir. Ayrıca; ciltte döküntü, lenf düğümü şişmesi, malaise durumu, ağız kenarındaki çatlaklar, ateşin yükselmesi ve dil, boğaz yâda karın ağrısı da yine ağız yarasının belirtileridir.

Ağız Yaralarının Oluşmasındaki Faktörler Neler?

Ağızda çıkan yaraların oluşmasında elbette sayısızca sebep sayılabilmektedir. En basit sebeplerden birisi olan yanağı ısırmak, ağız yarasının oluşmasına sebep olabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gerekilen husus ağız yarasının görünümü, yarattığı semptomlar, iyileşmemesi ve tedaviye yanıt verip vermemesi olmalıdır.

Ağız yarasının oluşmasında rol oynayan unsurlarise aşağıda listelenmiştir:

– Anksiyete

– Badem, çilek, çikolata ve kahve gibi bazı yiyeceklerin sık tüketimi

– Ağız travmasına sebep olabilecek eylemler başta olmak üzere çeşitli sebeplerle ağız yarası oluşumu meydana gelebilir.

Hormonal Değişiklikler

Adet dönemlerinde ağız yaralarının görülme sıklığı hormonal değişikliklere bağlanmaktadır. Kadınlarda ağız yarası oluşumu işte bir anda dalgalanan hormonlarla ilgili olabilmektedir.

Sigara Kullanmayı Bırakmak

Ağız yarasının oluşmasındaki bir diğer sebepte sigara kullanmayı bırakmaktır. Vücudun kimyasalları bedenden atma çabası içerisinde iken ağız yarası oluşumu, dışarıya verilen normal bir tepki olarak kabul edilir. Tamamen geçici olan bu durum, kısa sürede sona erecektir.

Ağız yarasına sebep olabilen diğer tıbbi nedenleri de göz önünde bulundurmalı ve ağız yaraları tedavisi için doğru bir planlama yapılmalıdır.

Vitamin B12 eksikliği

 Kırmızı kan hücrelerinin yapılmasına yardımcı olan B12 vitamini, sinir sistemini sağlıklı bir şekilde ayakta tutmaktadır. Sinir sisteminin beslenememesi sonucunda yorgunluk ve ağız yaraları gözlemlenebilmektedir.

Demir Eksikliği

Kırmızı kan hücrelerine oksijen taşıyan demir, vücutta eksikliğinde “uyuşukluk” haline sebep olur. Ağız yaraları ve ciltte kapanmayan lezyonlara sebep olabilen demir eksikliğinin mutlaka çözümlenmesi gerekmektedir.

Çölyak Hastalığı

Buğday, arpa gibi gıdalara karşı hassasiyet gösteren Çölyak hastalarında sık sık ağız yaralarına rastlanabilmektedir. Bu durumda, glütensiz beslenme ile kısa süre içerisinde ağız yaraları sone erdirilebilir.

Reaktif Artrit

Vücutta meydana gelmiş olan başka bir enfeksiyona karşı oluşan bir reaksiyon olan reaktif artrit sonucunda iltihaplanma ağıza yayılabilir ve doğal olarak ağız yaraları oluşabilir.

İlaca Karşı Reaksiyon

Ağız yaraları, ilaçlara karşı bir reaksiyon olarak da ortaya çıkabilmektedir. Non streoid antiinflamatuar, niconrandil, beta blokerler vb. örnek olarak sayılabilir.

Ağız Yarasına Sebep Olabilen Hastalıklar 

Bazı hastalıkların ne yazık ki ağız yarasına sebep olabildiğini söylemekte fayda var. Anemi, Herpes simpleks enfeksiyonu, gastrointestinal hastalıklar, farenjit, suçiçeği ve enterovirüs gibi çeşitli hastalıkların “ağızda yara oluşumuna” zemin hazırladığı bilinmektedir.

 Ağız Yaraları Türleri Nelerdir? 

Ağız içi yaralarının çeşitlerini saymak mümkün olmamakla birlikte her biri farklı görünüm ve belirti verebilmektedir. Genel olarak enfeksiyona bağlı oluşan ağız yaraları, kimi zaman bulaşıcı hastalıklarla da ilgili olarak meydana gelebilmektedir.

Ağız yarası çeşitleri arasında sayabileceğimiz ağız içindeki kitleler ağrılı olmakla birlikte kanamalara da sebep olabilmektedir. Eritroplazi olarak bilinen kabartılı lekelerde ağız yarası zannedilmekte ve erken tanısı geciktirilebilmektedir. Oysaki eritroplazi ağız içi habis tümör çeşitlerinden birsidir.

Ağız içinde beyaz leke ise pamukçuk olarak bilinmektedir ve ağız içinde bölük pörçük olarak bulunur. Ayrıca lökoplazi ve frengi de yine ağız yarası oluşumu tetikleyebilmektedir.

Ağız Yarası Tedavisi Nasıl Yapılır?

10 ila 14 gün içinde kendiliğinden geçebilen ağız yaraları, bazen “tedavi” ile çözümlenmesi gereken durumlara sebep olabilir. Şiddetli ve acı verici bir hale dönüşen ağız içi yaraları; günlük yaşantıyı olumsuz etkilediği anda tedavi edilmelidir. Ağız yaralarının sebebini tespit etmek içinse ilgili brnaşın uzman doktoruna görünmek iyi bir seçenek olabilir. Böylece, ağız yarası türleri belirlenir ve ağız yarası için en iyi tedavi yöntemleri denenir.

Ağız yarasına sebep olabilen hastalıkların da tedavisi yapılarak ağız yarasının doğal olarak çözüme kavuşturulması sağlanabilir. Böylece, hem hastalığın tedavisi yapılırken hem de ağızdaki yaraların ekstra müdahaleye gerek kalmaksızın tedavisi yapılabilir. Örneğin; kadınlarda ağız yarası olgusuna sebep olabilen hormonal değişiklikler de yine çeşitli ilaç destekleri ile çözüme kavuşturulabilir. Hormonal dalgalanmaları çok fazla olan kişilerde tekrarlayan ağız yaralarının çözümü ancak hormon tedavisi ile mümkün olacaktır. Çünkü, içeriden gelen problemi tedavi etmedikçe dıştan ağız yarasını tedavi etmek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, doğum kontrol başta olmak üzere çeşitli hormonal tedaviler uygulandığı zaman ağız yaraları kendiliğinden yok olacaktır.

İlaçla Tedavi

Diş uygulamaları sonucunda meydana gelen ağız içi yaralarının tedavisi kimi zaman diş uygulamasını sonlandırmak olabilir. Aynı zamanda yine diş doktorunun önereceği ilaçlarla da kısa sürede ağız yaraları yok edilebilir.

İltihabı azaltmaya yardımcı olan kortikosteroidler, ağız içindeki yaralardan doğan ağrıları dindirebilmektedir. İyileşme sürecini de hızlandıran bu ilaçlar, sprey yâda gargara formlarında satılmaktadır. Ayrıca antimikrobiyal ağız yıkama suları da ağrılı ağız yaralarının geçirilmesi sürecinde etkin olarak kullanılmaktadır. Antimikrobiyal ağız yıkama suyu olarak satılan ilaçların birçoğunda dişte lekelenme görülebilir ki bu geçici bir durumdur. Lekelerin önlenmesi içinde gargarayı kullanmadan önce dişlerin fırçalanması önerilebilir.

Ağız yaralarının çok ciddi acı ve ağrı hissine sebep olması halinde doktor, ağrı kesici ilaçları sizlere reçete edebilmektedir. Gargara, sprey, pastil ve jel formunda bulunabilen ağrı kesici ilaçlar, belirli dozlarda alındığında “ağız yarasını geçirmek” konusunda sizi tatmin edecektir.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz



Diş Ağrısı Tedavisi

Diş Ağrısı Tedavisi

Diş etinde yâda çenede meydana gelen problemlerden ötürü kaynaklanabilen diş ağrısı, diş içinden yâda çevresinden gün yüzüne çıkar. Sürekli olarak devam edebilen diş ağrıları, kimi zamanda aralıklı olarak hissedilebilmektedir. Aşırı soğuk yâda aşırı sıcağa karşı hassasiyette diş ağrılarına sebep olabileceği gibi diş apsesi, diş eti hastalıkları, diş çürükleri, diş oyukları, diş kırılmaları yâda dolgu düşmesi de yine diş ağrılarına sebep olabilmektedir. Yemek yemekten çalışmaya kadar negatif sonuçlara sebep olabilen diş ağrısı, eğer ki kronikleşen bir tablo çiziyor ise kuşkusuz hemen doktora gidilmeli.

Diş Ağrısı Nasıl Ortaya Çıkıyor?

Diş pulpası boşluğu her dişin ortasında bulunmaktadır. Bu diş pulpası, sinirler ve kan damarlarını içeren süngerimsi bir dokudan oluşmaktadır. Ser doku katmanları ile çevrili olan pulpa boşluğu, tehlikelere karşı kapalıdır. Mine olarak adlandırılan en dış tabaka ise kemikten bile sert bir yapıdan oluşmaktadır. Diş ağrısının ortaya çıkışı ise pulpanın iltihaplanması sonucunda oluşur. Ağız hijyenini yetersiz olması, enfeksiyon kapılması yada diş çürüğünün ilerlemesi gibi çeşitli sebeplerle iltihaplanan diş pulpası, sinirlere baskı yaparak ağrıyı oluşturur.

Diş Ağrısı Nasıl Geçer?

Diş ağrısına en iyi çözüm kuşkusuz ki dişin neden ağrıdığını saptamaktır. Diş ağrısı tedavisi eğer ki doğru yapılır ise diş ağrısını giderecektir aksi halde kanal tedavisi yapılması gereken bir dişe dolgu yapılması sonucunda ağrının geçmeyeceğini söylemek yanlış olmaz. Diş ağrısını gidermek için yöntemleride denemek ilk etapta işe yarasa da daha sonraki süreçte ağrıyı dindirmeyebilir. Zira, gecenin bir yarısı başlayan diş ağrısını gidermek için diş ağrısına ne iyi gelir, diş ağrısına evde yapılabilecekler gibi araştırmalar yapsak ta artık “diş hekimine” gitme zamanı gelmiştir.

Diş Ağrısı Belirtileri Nelerdir?

Diş ağrısı, ağız ve çenede bulunmasına rağmen çoğu ağrı ile karıştırılabilmektedir ki bazı hastalıkların diş eti ve diş hassasiyetini oluşturduğunu da söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle, diş ağrısının karıştırılmaması için diş ağrısı ipuçlarını iyi bilmek oldukça önemlidir.

Mısır yerken yâda elma yerken bir anda diş ağrınız baş göstermiş ise kuşkusuz dişinizin zorlanmasından ve yerinden oynamasından dolayıdır. Bu ağrı tipi ani bir hareket ile oluşmuştur muhtemelen kısa sürede geçecektir. Geçmeyen diş ağrılarının sebepleri ise farklı tablolar düşündürür. Diş ve diş eti hastalıklarına bağlı gelişen diş ağrıları, ne yazık ki kronikleşebilmekte ve kişiyi günlük yaşamından alıkoyabilmektedir.

Diş ağrısı genel olarak aşağıdaki belirtilerle kendini ele verir:

Bir yâda birkaç dişe bası uygulandığında ağrı hissedilmesi,

Çiğneme esnasında keskin ağrıyla karşılaşılması,

Yemek yerken zonklama ve acı çekme,

Sıcak ya da soğuk içeceklere karşı hassasiyet oluşması,

Diş eti iltihabının oluşması ve kanamaların sıklaşması gibi çeşitli semptomları, diş ağrısının genel belirtileri olarak sayabiliriz.

Keskin Diş Hassasiyeti

Kişinin keskin diş hassasiyeti yaşıyor olmasındaki en büyük etken soğuk yâda sıcak içeceklerin biranda tüketilmesidir. Diş boşlukları ve apse gibi durumlar, keskin diş hassasiyetine sebep olabilmektedir.

Aralıklı Ağrı

Ağzı açmak gibi hareketler sonucunda aralıklı ağrılar baş gösterebilir. Birkaç diş yâda tek dişte de görülebilen aralıklı ağrı, “bıçaklanıyormuş” hissi yaratmaktadır. Diş oyuğu, diş çatlaması ve apselerin birçoğu aralıkla ağrıya sebep olabilirler.

Yeme Esnasında Ağrı

Yemek yendiği zaman ortaya çıkan ağrının sebebi muhtemelen diş kırığı yâda diş çürümesi olabilmektedir. Ağrı kesicilerle durdurulabilen bu diş ağrısına kesin çözüm, yine diş hekiminin belirleyeceği tedavi protokolündedir.

Donuk Ağrı

Diş ve diş çevresine yayılmış olan zonklayıcı diye tabir edilen donuk diş ağrısı, hafif şiddetli olabilmektedir. Diş oyuklarının yâda diş eti hastalıklarının sebep olduğu donuk ağrılar, kişinin günlük yaşantısını olumsuz etkilemekte ve kişiyi gergin bir psikolojiye sürükleyebilmektedir.

Ağızın Arkasında Oluşan Ağrı

20’lik dişler sebebiyle ağzın arasında ağrı duyulması sıklıkla karşılaşılabilen bir durumdur. Çünkü, 20’lik dişler, çene üzerine çıkmak için gerekli alanı bulamamakta ve diş etlerine baskı yapmaktadır. Buda kuşkusuz olarak şiddetli ağrıların hissedilmesine sebep olacaktır.

Diş Ağrısı Sebepleri Nelerdir?

Dişlerin Darbeye Maruz Kalması

Eğer ki diş yada diş eti zarar görür ise kuşkusuz ki ağrıya sebep olacaktır. Dişin kırılması sonucunda meydana gelen travmanın diş ağrısını tetikleyebileceği gerek diş hekimleri gerekse de danışanlar tarafından bilinen bir husustur.

Yapılan Yanlış Tedaviler

Yanlış yapılan dolgular, diş implantları ve diş kronları da şiddetli diş ağrılarına sebebiyet verebilmektedir.

Çürümüş Dişler

Dişin üzerinde biriken bakterilerin zaman içerisinde diş yüzeyini aşındırması sonucunda dişler çürür ve ağrılara sebebiyet vermeye başlarlar. Deliklerin genişlemesi ve dişin içerisindeki sinire kadar çürüğün ulaşması ise şiddetli ağrıların yaşanmasına neden olabilirler.

Diş Eti Hastalıkları 

Periodontal hastalıklar da diş ağrısına sebep olabilmektedir. Zira, diş etlerinin kızarması ve şişmesi sonucunda diş ağrısının yaşanması olası bir durumdur.

Dişin Enfeksiyon Kapması

Dişin yapısının bozulması sonucunda dişin altında kalan diş kökü ve çevresi, enfekte olur. Enfeksiyon nedeniyle de ağrılar diğer dişlerde de hissedilebilmektedir. Bazen hangi dişin ağrıdığını dahi bulmakta zorluk çekebiliriz. Diş enfeksiyonu ciddi bir durumdur ki sebep olduğu ciddi diş ağrısından da anlayabiliriz. Bu nedenle en kısa sürede dişteki enfeksiyonu tedavi ettirmeli ve kemik & doku kayıplarının önüne geçilmelidir.

Dişin Hassas Olması

Dişin üstünde bulunan koruyu tabaka yani mine ve dentinin aşınması sonucunda dişte hassasiyet meydana gelir ki bu her sıcak yâda soğuk bir şeyler yendiği zaman diş ağrısı ile karşımıza çıkar. Sinirlerin savunmasız kalması sonucunda ortaya çıkan diş ağrısının tedavisi ise yine diş uygulamalarıyla mümkün olacaktır.

Bruksizm (Diş Gıcırdatma)

Gece uykusunda yâda stresli dönemlerde sık sık karşılaştığımız diş gıcırdatma da diş ağrısına sebep olabilmektedir. Diş, çene ve hatta boyun ağrısı yapabilen diş gıcırdatma, kesinlikle tedavi edilmesi gereken diş hastalıklarından birisidir.

Dental Hizalama Yöntemleri

Ağız içinde rahatsızlığa sebep olabilen diş telleri, diş sabitleyicileri de ne yazık ki diş ağrısına sebep olabilmektedir. Birkaç gün içerisinde yok olması beklenen diş ağrıları, eğer ki devam ediyorsa kuşkusuz işlemi gerçekleştiren diş hekimi tarafından tekrar kontrol edilmelidir.

Diş Ağrısı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Diş ağrısı nasıl geçer sorusuna yanıtın daha önce diş ağrısının sebebini bulmaktan geçtiğini ve gerekli tedavilerin yapılmasının gerektiğini belirtmiştir. Diş ağrısını geçirmek için en iyi çözüm ağrı kesiciler olsa da evde yapılabilecekler de değerlendirilebilir. Zira, birçok ağrı kesici “geçici olarak” ağrıyı dindirmektedir.

Evde diş ağrısını geçirecek yöntemlere rağmen hiçbir sonuç elde edilemiyor ise doktora gidilmelidir. Diş hekimi sizi muayene eder ve diş ağrınızın sebebini kesin olarak belirler. Örneğin, diş ağrınızın nedeni bir diş çürüğü ise dişteki çürüğü temizlemek ve dolgu işlemi yapmak gerekebilir. Ancak, diş pulpasında bir enfeksiyon söz konusu ise kök kanal tedavisi uygulanması gerekebilir. Bu nedenle, diş ağrısı tedavisi için kuşkusuz diş hekiminize görünmeli ve önerdiği tedavi seçeneklerini ihmal etmemelisiniz. Bizle iletişime geçmek, Dent Dizayn Kliniklerinden randevu almak için lütfen bu linke tıklayın.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz



Şeffaf Plakla Ortodonti Tedavisi

Şeffaf Plakla Ortodonti Tedavisi

Şeffaf plakla ortodonti tedavisi, günümüzde sıklıkla yapılan ortodonti tedavil uygulamaların birisidir. Zira; dişlerin belirli bir düzende sıralanması ve aynı boyutlarda olması ise gülüşü ve yüzü etkileyen bir unsurdur. Diş dizisindeki bozuklukluklar, dişteki estetik görünümü bozmakta ve kişinin yüz estetiğini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle; diş dizisindeki bozuklukların düzeltilmesi ve ideal ölçülere getirilmesi gerekmektedir. Ortodonti ise bu sorunu çözebilecek bir diş hekimliği dalıdır ve ortodonti uzmanı diş çarpaşıklığıbaşta olmak üzere diş dizilimi gibi çeşitli dişlerle ilgili sorunları çözer. Estetik ortodonti içerisinde yer alan diş teli tedavisi ise dişlerin sıralanması ve boyutlandırılması sağlanarak dişler en iyi görünüme kazandırılır.

Şeffaf Plak ( Telsiz Ortodonti )Nedir ?

Diş çarpaşıklığı ve diş diziliminde orantısızlıklar, estetik ortodonti alanına duyulan ihtiyacı arttırmaktadır. Dişindeki bu problemi düzeltmek isteyen ancak dişinde yabancı metallerle dolaşmak istemeyenler ise ortodonti tedavilerini geciktirmekte ve istenmeyen birçok sorunla karşılaşabilmektedir. Diş teliyle yaşama fikrine sıcak bakmayanlar, estetik görünüm kaygısıyla ortodonti tedavisini geciktirmesin diye şeffaf plak yani telsiz ortodonti tedavileriyaygınlaşmaya başlamıştır. Şeffaf plaklar ile tel görünümünden uzakta bir ortodonti tedavisi alınabilmekte ve dişler istenildiği boyutlara çekilebilmektedir.

Kişiye özel üretilen şeffaf plaklar, sert ve ince bir yapıdadır. Dişlere verilecek olan hareketi “estetik görünümü” bozmadan sağlayabilen şeffaf plak tedavisinde, dişler üzerindeki tellerin yeri değitirilebilmetke ve istenildiği zaman çıkarılabilmektedir. Ayrıca, dışarıdan fark edilmeyen şeffaf plaklar; manken, oyuncu gibi daima göz önünde olan kişilerin artık tek tercihi olmaktadır.

Şeffaf Plakla Ortodonti Tedavisinin Avantajları Nelerdir?

Tedavinin kısa sürmesi

Hastaların çoğu, klasik tel tedavisinin uzun sürmesinden yakınmakta ve yine birçoğu tedaviyi yarım bırakabilmektedirler. Ancak; şeffaf plakla yapılan diş telitedavisi; etkin sonuçları kısa sürede verebilen bir tedavi şeklidir. Hızlı olan şeffaf aparey, ortodonti tedavisini klasik tekniğe nazaran 7-8 ay erkene çekebilmektedir. Bu da hem hasta hem de hekim açısından yüz güldürücü bir sonuçtur.

Şeffaf plakların ucuz olması

Klasik tel tedavisi ücretlerine nazaran daha makul ücretleri olan şeffaf plakayla ortodonti tedavisi fiyatları, hekimden hekime değişebileceği gibi şehirden şehire de değişebilmektedir.

Diş eti problemlerine neden olmaması

Klasik ortodontik tedavide kullanılan braket ve tel çevresinin ağız ve dişteki alanlarda tahribatlara yol açmasına ek olarak biriken yemek artıklarının diş problemlerini beraberinde getirmesi durumu şeffaf plaklarda yoktur. Bu nedenle, şeffaf plakla diş teli tedavisinde diş eti problemleri yok denecek kadar az olacaktır.

Portatif bir ürün olması

Şeffaf plakla ortodonti tedavisi avantajlarından birisi de hastanın apareyleri dilediği zaman kullanabilmesi. Diş üzerinde yer değiştirilebilen ve çıkarılabilen şeffaf apareyler, hastaya çeşitli kullanım kolaylıkları sağlamaktadır.

Şeffaf Plak Herkese Uygulanabilir Mi ?

Ortodonti tedavilerinin birçoğu, bazı hastalar için uygun olmayabiliyor. Şeffaf plaklı diş çarpaşıklığı tedavisinde de aynı durum geçerli. Bazı kompleks vakalarda işe yaramayan şeffaf plak tedavisi, aşırı çene darlığı olanlarda kullanılmamaktadır. Ortodonti uzmanıyla görüştükten sonra şeffaf plakla diş teli tedavisine uygun olup omadığınızı öğrenebilir ve kısa sürede tedavi planlamasını yapabilirsiniz. Ayrıca; bazı durumlarda kişinin diş dizisindeki bozukluğun şeffaf apereyler ile düzeltilmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle, başka seçenekleri değerlendirmek içinde kuşkusuz en iyi ortodonti uzmanıyla görüşmek gerekebilir.

Çocuklarda şeffaf plakla diş teli tedavisiise 12 yaş ve üzerindeki çocuklar üzerinde yapılabilmektedir. Zira; dişlerin hareket kabiliyeti yaşla birlikte azaldığından, çocukların biran önce şeffaf plaklı diş teli tedavisini alması gerekmektedir.

Şeffaf Plak Tedavisi Nasıl Uygulanıyor?

Estetik ortodonti alanında gitgide popülerleşen şeffaf plakla ortodonti tedavisi, diş çarpışıklığı konusunda en iyi seçeneklerden birisidir. Uygulaması da son derece kolay olan şeffaf plakalı ortodonti tedavisinin nasıl yapıldığı hakkında daha detaylı bilgi vermekte fayda var.

– Dişlerindeki çarpıklıktan ve dizilimden şikayetçi olan hastayı muayene eden diş hekimi, şeffaf plak yöntemiyle bu sorunun çözülüp çözülmeyeceğine karar verir ve alt & üst çenenin ölçüsünü alır.

– Profilden, cepheden ve ağız içinden fotoğrafların çekilmesi yine doktor tarafından yapılır ve karşılaştırma yapmak amacıyla saklanır.

– Ölçüler ve fotoğraflar bilgisayar ortamına aktarılır ve hekimin ihtiyaçlarına göre simülasyon hazırlanır ve beğenilir ise onay verilir.

– Hastanın ve hekimin onay vermesinden sonra ise plakların üretimi yapılır ve teslim edilir.

– İlk plağın teslim edilmesinden önce ise gerekli olduğu durumlarda dişlere” buton uygulaması” yapılabilir. Klasik ortodontideki braketleri taklit eden butonlar ise dişle aynı renkte dolgu malzemesinden yapılır ve dişe yapıştırılır.

– Şeffaf plakla diş teli tedavisinden önce ihtiyaç duyuluyor ise bazı dişlere yer kazandırmak amacıyla stripping uygulanabilir. İki dişin arasının 0.25 ila 0.5mm kadar aşındırılması esasına dayanan stripping, mine tabakasına etki eder.

– Plağın takılmasından önce bitirilen tüm bu uygulamalardan sonra diş temizliği yapılır ve hastaya ilk plak teslim edilir. Kullanımı konusunda bilgilendirilen hasta şeffaf plağı ile evine gönderilir.

– 2. Haftadan itibaren ise 2.plak teslimi yapılmak üzere hasta, dişçisine gider. Eğer ki buton ve stripping uygulamaları gerekiyor ise yeniden yapılır ve 2.plaklarda hastaya teslim edilir.

– Plakların bitmesinin ardından ise pekiştirme içinde retainer veya pekiştirme plağı hastaya verilebilmektedir.

Şeffaf Ortodontik Plak Nasıl Kullanılır ?

Günde 18 saat boyunca ağızda kalması gereken şeffaf ortodontik plakları, hastayı rahatsız etmediği için kolaylıkla kullanılabilirler. Çok çabuk uyum sağlayan şeffaf plaklar, çıkarılabildiği için hastayı psikolojik anlamda da olumsuz yönde etkilemezler.

Tedavi süresini ciddi manada kısaltan şeffaf plaklar, kolaylıkla sterilize edilebilir ve yeniden takılabilir. Kullanılmadığı zaman ise kutusunda saklanması gereken şeffaf plaklara, asidik hiçbir şeyin değdirilmemesi önerilmektedir.

Doktorun önerdiği şekilde ve zaman aralığında kullanılan şeffaf ortodonti plakları, istediğiniz sonuca ulaşmanıza yardımcı olacaktır.

Şeffaf Plakla Ortodonti Tedavisi Kimler İçin Uygundur?

Dişleri eğri ve orantısız olan herkes, bu görüntüden kurtulmak istese de ne yazık ki diş telinin daha kötü bir görünüme sebep olacağı düşüncesi ile ortodonti tedavilerine sıcak bakmamaktadır. İşte, şeffaf plakla ortodonti tedavisi; estetik kaygı sebebiyle diş teli kullanmayan kişileri hedeflemekte ve tedavilerini yaptırmalarını sağlayan bir yöntemdir.  Hekim ve hastanın iş birliği içerisinde planlanan şeffaf plakla ortodonti tedavisine uygun olup olmadığınız ise muayene sonrasında belirlenmekte ve size bildirilmektedir. Ayrıca, siz şeffaf plaklı diş teli tedavisine uygun olsanız dahi bir diğer kişiye yapılan bu tedavinin süresi siz de aynı olacak diye bir kaide yoktur. Herkesin diş yapısı farklılık göstereceğinden tedavi süresi de farklılık gösterecektir. Aparey sayısı da elbette bu farklılıkların diğer sebeplerindendir.

Şeffaf Plakla Ortodonti Tedavisi Ücretleri Ne Kadar?

İki haftada bir değiştirilmesi esasına dayanan şeffaf plakla yapılan diş teli tedavisinde kişiye özel uygulama yapılır. Bu nedenle, kulalnılan aparey sayısı da artabileceğinden şeffaf plakla ortodonti tedavisi fiyatlarında da artış gözlemlenebilir. Şeffaf plak ile ortodonti uygulaması yaptırmayı düşünüyor iseniz diş hekiminiz ile görüşmeli ve size özel bir estetik ordotonti tedavisi ücreti çıkarmasını isteyebilirsiniz.Bizle iletişime geçmek, Dent Dizayn Kliniklerinden randevu almak için lütfen bu linke tıklayın.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz